Yaklaşık 20 yıl, İstanbul'un Küçükyalı semtinde ikametimi sürdürdüm. Son 2 yıldır da Kozyatağı'ndayım ama hep, bir ayağım Altıntepe-Küçükyalı çevresinde olmaya devam ediyor. Seviyorum İstanbul'un bu yakasının sakinliğini, dinginliğini, güzel sahil şeridini. Sahildeki lokantaları, kafeleri, kokoreççileri de ayrı güzeldir bu yakanın. Bu sahil şeridinin, yeni sayılabilecek, bir "Adana" havası da var artık: Adanalı Şenol Kolcuoğlu - MetrelikKebap Restoran...
İlk olarak, Japon iş arkadaşlarını götüren bir dostumdan duydum burayı ve "yahu nasıl gözden kaçırmışım ben Kolcuoğlu'nu bunca yıldır", diyerek hayıflandım. Halbuki hayıflanmama gerek yokmuş; mekana gittiğimde öğrendim ki, henüz açılalı sadece bir yıl olmuş. Bir yıl olmuş ama hiç reklam yapmamalarına rağmen, sadece ağızdan ağıza yayılarak, yer ayırtmakta biraz geç kaldığınızda gidip sıra bekleyeceğiniz bir yer haline gelmişler.

Kolcuoğlu sahip olduğu muhteşem tatla ve yeri itibariyle "biraz" yoğun bir restoran. Gideceklere ilk tavsiyem bir gün önceden ya da gidecekleri günün sabahı yer ayırtmaları. Şimdi gelelim metrelik kebabın faydalarına. Bir kere, Adana'daki meşhur Kolcuoğlu'nun şubesi olması ve sizi hatırı sayılır bir uçak parasından kurtarması en büyük artısı diyebilirim! Mekanın konumu gerçekten süper. Gerçi ilk oturuşta, masanıza gelen yaklaşık 14 çeşit mezeden ve aparatiflerden manzarayı falan unutuyorsunuz. Aslında yemeklerini ballandıra ballandıra anlatmaya geçmeden önce, biraz garsonlarına değinmek istiyorum. Dışarıdan görüntüsü ciks bir restoran olmasına rağmen, garsonların sahip olduğu esnaf samimiyeti ve işlerini büyük bir sıcaklıkla yapmaları beni direkt etkiledi. Bir kebapçıda isen ortam samimi olacak, gelen kebaplardan sıcak olacak; bunu bilir bunu söylerim.


Ne diyorduk, evet masamıza gelen 14 çeşit farklı içerikli tabaktan sonra, masamıza bir arkadaş getirdiler. Arkadaş diyorum çünkü, bu arkadaşın boyu bir metre daha uzun olsa, 1.5 metrelik toplam uzunluğuyla bir insan boyutuna gelecek. Masamıza yatmış, üzerinden süper pişmiş parça tavuk, kanat vs. yediğimiz bir Adana kebap arkadaş. Bu arkadaşın boyu dışında eni de standart kebaplardan daha geniş. Kısacası, süper!
İçli köftelerinin de farklı bir tadı vardı ama gayet güzeldi.
Bu 50 cm'lik kebabı, taze mezelerimiz ile midemize indirirken, şef garsonla girdiğimiz muhabbet de yemek keyfimize ayrı bir tat kattı. Sayesinde masadaki bütün soğanı da kebapla birlikte midelerimize gömdük.
50 cm'lik arkadaşımızı gözümüzden süzülen bir damla yaşla bitirirken, garson'un "durun daha bitmedi" nidasıyla karşılaştık. Evet bitmemişti ve üstüne 2 çeşit tatlı, dondurma ve mevsim meyvelerinden oluşan 6-7 tabak daha geldi. Onları da midemizde kalan son boşluklara ite kaka sokuşturduktan sonra daha fazla yiyecek bir şey gelmeyeceğini öğrenerek rahatladık ve sandalyelerimize kabak gibi yayıldık.
Sayamadığım çeşitlilikteki bu masanın bize ederi ise adam başı 35 tl oldu. Genele vurduğumda ne çok iyi ne çok kötü bir fiyat, tam kıvamında ve yemekler bu paranın hakkını kesinlikle veriyor. Restoranın politikasında mönü yok, masanıza her şey geliyor. Ama bu mantık çerçevesinde fiyatlara tek tek bakıldığında, fiyatların kötü niyetli olmadığını anlıyorsunuz; zaten hesap dökümü gelince de bütün ayrıntıları görebiliyorsunuz. Benim için tek can sıkıcı nokta, yiyemediklerimizin ziyan olacak olmasaydı. Bu israfı önlemek için belki mönü de ufak bir esnekliğe gidebilirler; bu da naçizane tavsiyemiz olsun.
Kolcuoğluna Bostancı sahilden sarı dolmuşlarla ya da minibüs yolundan Küçükyalı sahile inerek erişebilirsiniz. Küçükyalı alt geçitinden geçip, Maltepe tarafına doğru yapacağınız 5 dakikalık bir yürüyüşle mekana gidebilirsiniz.
Onursuz Kıl Adam yedi.
Afiyet olsun!