27 Mar 2014

Gittik İçtik: Butik Kahveciler İyidir! {İstanbul}

Düzeltme: Drip ve Kronotrop'u yeni keşfedenler için ufak bir düzeltme yapalım: Kronotrop artık Cihangir'deki yeni adresinde. Drip ise Bağdat Caddesi'indeki şubenin ardından 2. şubesini Asmalımescid'e açtı.

Türkiye'de kahve nedir? Ya da neydi? Türk kahvesiydi, Nescafe'ydi. Bir dönem de ''üçü birarada''ydı, kremalı kahveydi.

Sonra 2003'te Starbucks geldi. Kendisini ''al ve git'' dükkan modelinden ''otur ve yıllan'' modeline çevirdik. Bizi mocha'yla, espressoyla, latte'yle tanıştırdı. ''Yahu bu kahvenin ne güzel türleri varmış'' dedik ama tabii lezzetini kıyaslayacak çok da bir şey yoktu elimizde.


Sonra Starbucks'ı gören zincirler, Türkiye'deki kahve açlığını fark edip doluşmaya başladılar. Caffe Nero'su, Robert Coffee'si, Gloria Jean's'i (Kahveci Mustafa Amca Jeans'e selamlar) hepsi geldi. Tabii girişimci Türk de duramazdı, Türk zincirler de hemen açılmaya başladı; Caffe Crown, Kahve Dünyası, Kahve Diyarı, Kahve Sepeti, Kahve Hedesi derken piyasaya iyi-kötü bir sürü kahveci doluştu. Formül basitti, standart kahveyi bardağa dök, içine aromasını karıştır, Starbucks'taki isimleri çak:)

En çok sevdiğimiz şeyi, yani kıyaslamayı yapabilecektik, artık elimizde eleştirebileceğimiz tonla mağaza vardı. Artık Starbuck pahalıydı; Nero tam bir İtalyan'dı, pahalıydı ama parasını hak ediyordu. Latte'si Starbucks'tan kötüydü ama Mocha'sı süperdi. Kahve Dünyası ucuzdu ve güzeldi (başta ucuzdu tabii, talebi gördükçe verdi coşkuyu:) Üçü biraradaları, kakaoları dayıyordu ama ergenin kurtarıcısıydı, sonra kendini şekere çikolataya verdi, bozmaz dedik ama çok bozdu. Caffe Crown oturacak yer bulamadığınızda size boş sandalye verendi...

Kabaca özetlediğim bu dönem yaklaşık 10 yılı kapsıyor, peki sonra ne oldu? Evlerimize french press'lerin girdiği, kahve konusunda en olgun olduğumuz son birkaç yılda, hayatımıza butik kahveciler girdi. Şu ana kadar tek tükler ve maksimum 20 metrekareye sıkışmış durumdalar ama asıl olan, her gittiğimizde bize şimdiye kadar kahve niyetine şurup içtiğimizi hatırlatmaları oldu.


Butik kahvecilerin, bence, şu anki en iyi iki temsilcisi Kronotrop ve Drip. Kronotrop Avrupa Yakası'nda, Taksim'de Galatasaray Lisesi'nden aşağı inerken solda, çıkarken sağda. Kahveleri ciddi iyi ve aldığınız her bardağın içindeki kahve miktarı süper. Yani Starbucks'daki ya da diğer zincirlerdeki gibi kahveyi koklatmıyor. Bulabilirseniz, ağız tadınıza uygun paket kahve de alabilirsiniz. Sakın pahalı diye düşünmeyin, bulursanız hemen alın çünkü her zaman bulunmuyor. Aklınızda olsun, sakın gidip de biraz oturalım diye plan yapmayın, zaten ufacık dükkan, alın kahvenizi ve keyifle gezin! Sahibini tanımıyorum ama ajans majans işlerinden bıkıp da bu işe girmiş gibi bir havası var, kendisini her türlü takdir ediyorum.


Drip Coffee de Anadolu Yakası'nda Bağdat Caddesi üzerinde. Kadıköy yönüne giderken Şaşkınbakkal Boyner'i geçince ilk sağdaki ana sokağa girin, biraz ilerleyince sağınızda kalacak. Drip kahve nedir şuradan izleyebilirsiniz. İşte, bu adamlar, bu işin İstanbul'da şu anki uzmanı. Mutlaka gidip deneyin ve Drip Coffee için, aromasına hasta olun. Fiyat çok pahalı demeden önce de zincir kahvecilerde şeker aromalarına verdiğimiz saçma paraları bir düşünün, içler dışlar yapın, sonucu damağınızda ve midenizde hissedin.

Afiyet olsun.

Onursuz Kıl Adam içti.
GittimYedim.Com, çok yazarlı, sosyal bir yemek girişimidir. Bu sitede gezdiğimizi gördüğümüzü değil, yediğimizi içtiğimizi anlatırız.

copirayt mopirayt: Bir takım şuursuz oburlar