Cafeler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Cafeler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Oca 2012

Mola Cafe {Kaş-Antalya}

Bu yaz tatilimizin bir kısmını Kaş’ta geçirdik. Öncelikle bir ön bilgi olarak belirtmek istiyorum ki, Kaş genel olarak çok pahalı bir yer. Çok ortalama bir pizzayı neredeyse 20TL’ye, bir böreği 15TL’ye, bir küçük birayı 10TL’ye içebileceğiniz mekanlarla dolu. Ancak genel olarak kalite oldukça iyi. Fakat biz gibi Izmir fiyatlarına alışık bünyeler bu rakamlar karşısında error verebiliyor. Birinci gün aperatif bir yemeğe 50TL harcayınca, Kaş’ta ucuz bir yerler bulmamız gerektiğine karar verdik. 

Derken, arkadaşım bizi Mola Cafe’ye götürdü. Kaş Liman’ın hemen arka sokaklarında, küçücük ama tertemiz, uygun fiyatlı harika bir cafe.


Fiyatları kaş ortalamasına göre çok ucuz ve en güzel yanı, sipariş verdiğinizde, içerideki teyzelerin söylediklerinizi hemen o anda mutfakta pişirmesi, sizin dışarıdan kafa uzatıp, içeride taze doğranan yeşillikleri görebilmeniz. 

Gittiğimizde ton balıklı salata, tavuklu salata, domates çorbası, çikolatalı krep, tavuklu sandwiç ve mantı geldi masamıza. Hepsi birbirinden özenli, lezzetli ve ucuzdu. Gerçekten çok memnun kaldık fiyat/performans oranından.


Özellikle salatalarına her yerde kolay kolay bulunmayan Kayakoruğu otunu koyarak bizi bizden aldılar diyebilirim. Tavuklu salatadaki, tavuk miktarı da oldukça boldu. Porsiyonları da çok büyük, bu salatalar sizi tıka basa doyuracak!


Domates çorbası ise gerçekten anneannemin elinden çıkmış gibi. Bol rende domates ile yapılmış harika bir vitamin ziyafeti.

Eğer yolunuz Kaş’a düşer ve ekonomik, temiz ve lezzetli şeyler atıştırmak isterseniz, Mola Cafe’ye mutlaka uğrayın! Yemek sonrasında da taze demlenmiş birer çay, var mı bizden mutlusu!


 Mola Cafe Emin Erdem Meydanı No: 3/B Kaş / ANTALYA

7 Nis 2011

Maria's Cheesecakes {Çavuşbaşı - İstanbul}

Oburluğun sınırı nerededir? Sadece ününü duyduğunuz bir şeyi yemek için kalkıp normalde yolunuzun hiç düşmeyeceği yerlere bile gider misiniz? Ya da işletmecilik açısından düşünecek olursanız; bir mekan açmak istediğinizde işinizin “tutması” için açacağınız yeri mi iyi seçmeniz gerektiğine inanırsınız, yoksa verdiğiniz hizmetin ve yiyeceklerinizin kalitesine güvenmeniz yeterli olur mu? Cheesecake’lerinden bahsetmeden önce şunu söylemek gerekiyor: Maria’s Cheesecakes tam da işletmecilik ve pazarlama derslerine konu olacak bir yer!

Mekana ismini veren sahibi Maria Perdue, Massachusetts’te doğup 1995’te İstanbul’a yerleşen ve 2006’da da Çavuşbaşı’nda şahane cheesecake’lerini sergilediği cafe’sini açan Amerikalı bir bayan. Kendisinin en büyük özelliği Çavuşbaşı gibi İstanbul’un “kıyısında” kalmış denebilecek bir yerde böyle bir girişimcilik örneği sergileyip şehrin dört bir yanından sadık müşteriler edinmiş olması.

Çavuşbaşı özellikle son dönemde şehrin karmaşasından kaçmak isteyen insanların mesken tuttuğu küçük bir belde. Cafe’nin dışıyla içi arasında o kadar büyük bir tezat var ki, içeri adımınızı attığınızda kendinizi bir anda zamanda yolculuk yapmış gibi hissediyorsunuz! Mekan, içinde sadece üç masanın bulunduğu küçücük bir yer. Kapıdan girdiğinizde hemen sağ köşede cheesecake’lerin bulunduğu cam dolabı görebiliyorsunuz. Bize sunulan seçenekler elmalı tart, siyah çikolatalı, limonlu, frambuazlı ve İstanbul usulü cheesecake idi. Normalde her gittiğim yerde çikolata cheesecake tercih etmeme rağmen başka mekanlarda tat açısından çok fazla hayal kırıklığına uğradığım için burada işi sağlama alayım dedim ve frambuazlı cheesecake sipariş ettim. Etmez olaydım! Her ne kadar frambuazlı cheesecake’i de mükemmel olsa da, Onursuz Kıl Adam’ın tabağından çikolatalı cheesecake parçaları çalmadan duramadığımı itiraf etmem gerekiyor.

Öncesi

Cheesecake müptelası olanlar iyi bilir. Dışarıda yapılan cheesecake’lerde labne peyniri kullanılır ve yerken peynirin tadını ayırt edebilirsiniz. Maria’nın cheesecake’lerinde taban, peynir ve üstündeki sosu o kadar güzel bir şekilde birleşip ağzınızda o kadar muhteşem bir tat bırakıyor ki… Ben hayatımda böyle güzel cheesecake yemedim! Sanırım sosunun güzelliği de kullanılan doğal malzemelerde saklı. Üstelik kendinizden geçmenin bedeli dilim başı sadece 6.50 TL.

Maria’s Cheesecakes’in kısa süre önce Ataşehir’de şube açtığını öğrenmek bizim için hem iyi hem de kötü oldu. Sadece Çavuşbaşı’nda olsaydı “çok ters yerde” diyerek kendimizi frenleyecekken şimdi daha merkezi bir yerde olduğunu öğrendiğimiz için kendimizi nasıl tutacağımızı hiç bilmiyoruz.

Sonrası

(Gördüğünüz gibi tabağı yıkamaya gerek yok)

Altınızda araba varsa cheesecake’lere ulaşmanız nispeten daha kolay. Avrupa Yakası’ndan geliyorsanız Fatih Sultan Mehmet Köprüsü yolundan Kavacık’a gelip Çavuşbaşı tabelalarını takip etmeniz yeterli. Anadolu Yakası’nda oturanlar aynı zamanda Şile otobanı üzerinden Çavuşbaşı tabelalarını takip edebilirler. Bu sevimli mekan Çavuşbaşı Camii’nin sırasında kalıyor. Ataşehir Şubesi’ne daha gidemediğimiz için tarif edemeyeceğim, ama adresten kolayca bulabileceğinizi düşünüyorum.

Web sitesi: http://www.mariascheesecakes.net/

5 Şub 2011

J'adore Chocolatier {Beyoğlu - İstanbul}

Erkeklere sorsanız kadınları mutlu etmek çok zordur. Sürekli onlarla ilgilenmeleri, güzel yerlere yemeğe götürmeleri, pahalı hediyeler almaları, şefkat göstermeleri gerektiğini düşünürler. Beyler, aslında kadınları mutlu etmek o kadar kolay ki. Bütün sorununuzun çözümü tek bir kelimeye sığıyor: Çikolata!

J’adore Chocolatier’i bir arkadaşımın tavsiyesiyle, çikolata krizi yaşadığım günlerden birinde keşfettim. Gittiğinizde şaşırmamanız için öncelikle şunu belirtmek gerekiyor: Mekan oldukça küçük. Kalıp çikolatalar ve işlenmiş çikolataların olduğu giriş katı (ki burada iki kişi yan yana yürüyemiyorsunuz) ve küçücük bir üst kattan oluşuyor. Hatta üst kat aynı anda 40 kişiyi kaldırır mı, ondan bile emin değilim açıkçası. J Hem sade ve şık dekoru, hem de çalan Fransızca müzikler kendinizi Fransa’da küçük ve sevimli bir cafe’deymiş gibi hissetmenizi sağlıyor.

Çikolataseverlerin “mekanı anlatmayı çok uzatma, çikolatalardan haber ver” dediğini duyar gibiyim. Biz masaya iki kişilik föndü istedik ve üç kişi zor bitirdik! Mevsim meyveleri olarak elma, muz ve çilek seçenekleri vardı. Biz ise tercihimizi sadece muz ve çilekten yana kullandık. İki kişilik fondü 19.50 TL, tek kişiliği ise 12.50 TL. Pastalar ve cheesecake’ler 7.50 TL, kekler 9 TL, dondurma tabakları ise 9.50 – 10 TL. Soğuk kış günü bir şey yemeyeyim de içeyim daha iyi derseniz sıcak içecek seçenekleri de oldukça fazla. Çeşitli aromalara sahip sıcak çikolatalar 6 TL; Bailey’s’li, Smirnoff’lu ve İrlanda whisky’li sıcak çikolatalar 9.50 TL; konyaklı sıcak çikolata 11 TL. Çay, sahlep ve sıcak şarap gibi diğer sıcak içeceklerin fiyatları ise 2.50 ile 7.50 TL arasında değişiyor.

Çikolataya doymak için fiyatlar kesinlikle çok uygun. Servis hızlı. Özellikle masaya oturur oturmaz getirilen su sürahisinin içindeki limon ve nane yaprağı ayrıntısı çok hoşumuza gitti. Çikolata kaplamalı kahve çekirdekleri de ikram olarak masaya bırakılanlardan.

Çikolata canavarları için cennetin tarifi ise şu şekilde: Tünele doğru inerken Galatasaray Meydanı’ndaki Yapı Kredi Yayınları’nı geçtikten sonra ilk sağa sapıyorsunuz. Yolun sonunda sağ tarafta muhteşem çikolatalarıyla J’adore sizi bekliyor olacak...

23 Ağu 2010

Cafe INN {Datça – Muğla}

Cafe INN
CafeINN dediğim zaman sol gözümden bir damla yaş süzülüyor, gençliğimin mekanı çünkü burası. Yıllardır Datça’ya giderim, CafeINN hep o rüzgârlı köşede durur ve Datça’da bulabileceğiniz en özenli, en Istanbulvari servise sahiptir.

Menüsünde Datça’da normal şartlar altında başka bir yerde bulamayacağınız kadar zarif kahvaltılar, tostlar ve kahveler vardır. Kalitesinde yıllardır bir değişiklik olmadı, hâlâ çok güzel. Ister kahvaltı, ister aperatif bir şeyler, ister bir 50’lik efes yiyip/içebileceğiniz mekanın kumsalda şezlongları da mevcut, gidip yiyip, üzerine denize de girebiliyorsunuz.

Mekanı genç bir çift işletiyordu yıllar önce ilk kez gittiğimde. Bu kez onları göremedim ancak kafenin kenarındaki ağacın gölgesinde yatan, tüyleri az kırlaşmış çomarı hemen tanıdım, o da değişmemişti.

Cafe INN
Benim CafeINN favorim yıllardır değişmeyen enfes tabakta kahvaltısı. Bir tabağın içine bu kadar lezzetli ve bu kadar doyurucu şeyleri sığdırabildikleri için yıllardır takdir ediyorum kendilerini.

Kahvaltıya önce ekmek üzerinde eritilmiş kaşar eşliğinde sucuklu ekmek geliyor. Sıcacık ve kıtır kıtır. Akabinde ve detayında bu şirin dikdörtgen tabaklar.

Cafe INN
Gerçek zeytinyağında Datça zeytini, İzmir tulumu, cevizler eşliğinde portakal dilimleri ve lezzetli bir tereyağı da cabası.

Kahvaltıyla beraber iki çay da ücretsiz hakkınız oluyor. Bu kahvaltının bedeli 12.50 lira ve gerçekten akşama kadar sizi tok tutuyor. Üstelik kaliteli mekan, Fikret Kızılok ezgileri eşliğinde üfür üfür esen Datça rüzgarı ve manzarası da kocaman bir bonus oluyor ve işte böyle silip süpürüyorsunuz gelenleri:

Cafe INN

Diğer notlar:


Tuvaletleri inanılmaz temiz, WiFi var, Datça’daki birçok yerin aksine kredi kartı geçerli. Paraya doymuş olacaklar ki Pazar günleri bu güzel mekan maalesef açık değil : (

Datça Atatürk caddesinde Zekeriya lokantasını arkamıza alıp karşıya, deniz kenarına geçiyoruz. Ahşap sandalyeli şık mekan karşımızda, Cafe Inn.


Cafe INN
Şu İzmir tulumunun güzelliğine bakınız. Fotoğraf courtesy of Gravel Bey.

Gravel ailesi yedi.

16 Mar 2010

Ara Cafe {Beyoğlu – Istanbul}

Aslında yolu Taksim’e düşenlerin genelde bildiği bir mekandan bahsedeceğim size bugün, ama şunu bilmekte fayda var: Bu blogda bizim amacımız gittiğimiz her yerin lezzetlerine ilişkin bir mekan-lezzet ansiklopedisi kurmak. Yani hayatında hiç Istanbul’a gitmemiş bir adam veya Izmir’e iş seyahatine gelecek bir meraklı, istiyoruz ki blogumuzu kurcalasın, tatları keşfetsin.

Bilmeyenlere hızlıca anlatayım Ara Cafe’yi.

ara cafe beyoğlu istanbul

Ara Cafe, Galatasaray Lisesi’nin hemen karşı sokağındaki minicik ara sokakta yer alan über entel bir yer. Ara Güler'in atölyesinin alt katında. San’at camiasından bir sürü isimle karşılaşabilirsiniz burada. Etrafta dizilerde oynayan oyuncular, ünsüzler, facebooktan tanışıp ilk randevuya buraya gelenler, tiki tiki saat kaç’ların yanı sıra harbi tiyatrocular oturuyor olabilir. Onlara kafa çevirmiyoruz, kendi dünyalarında yalnız bırakıyoruz. Unutmayın ki biz oburuz. Şanla şöhretle işimiz yok, boş şeyler bunlar. Ben de blog camiasının celebritisiyim ne var yani :P

Tekrar ediyorum, bizim amacımız onları görmek değil, Ara Cafe’de Balkan Köfte ve Hellim Peynirli Salata’yla, naneli limonata eşliğinde karnımızı doyurup, üzerine ince belli cam bardakta çay içip ıslak kek yiyerek toz olmak.

Haftasonları cehennem gibi kalabalık olur, uzun süre sıra bekler, sıra beklediğinizde yemek söylemek için bekler, yemek söylediğinizde gelsin, bittiğinde de hesap istemek için beklersiniz.

ara cafe beyoğlu istanbul


Bu yüzden ne yapıyoruz? Prime-time’da ziyaret etmiyoruz burayı. Yerine, haftaiçi öğleden sonralarında içerisi bomboşken yemek yiyoruz.

Gelelim en önemli soruya ne yiyoruz?

Ara Cafe’de çok seçenek var ama benim açık ara favorilerim:

1) Balkan Köfte

Balkan Köfte denilen lezzet patlıcan közleme, köfte, domates sosu ve yoğurdun muhteşem buluşması. Ard arda 2 tabak yerim zorlasam. Inanılmaz bir lezzet.

ara cafe beyoğlu istanbul(Yukarıdaki Balkan Köfte fotoğrafı temsilidir, Ara Cafe porsiyonları çok daha büyük ve farklı. Ben köfte fotoğrafını da yemişim sanırım, bulamadım.)

2) Manisa Köfte

Benim her zaman yeme imkanım var ama eğer merak ediyorsanız Manisa Köfte’yi deneyebilirsiniz, o da çok güzel ama biz işyerinde her öğlen yediğimiz için bıktık kendisinden.

3) Hellim/Beyaz Peynirli Salata

Şimdi peynir ve salata freak iseniz, kaliteli peynirle yapılmış bir salata yemenin, ortalama bir cafe’de imkansız olduğunu bilirsiniz.

İşte Ara Cafe’nin salatalarında kullanılan peynirler öyle değil. Bayağı şarküteri peyniri.

Salatalarda malzemeden kaçmıyorlar, ceviz, mısır, allah ne verdiyse bolca yer alıyor, inanılmaz doyurucu.

4) Yaz Aylarında Naneli Limonata

Söylenecek pek bir şey yok, nane yaprakları eşliğinde süper bir limonata. Yazın harika bir alternatif.


ara cafe beyoğlu istanbul



5) Islak kek

Islak ev kekinin hastasıysanız bunu da denemenizi tavsiye ediyorum.

Fiyatlar

Ara Cafe’de fiyatlar Beyoğlu adam gibi kafe ortalamasına göre çok normal ancak her gün gidecek kadar da ucuz değil. Balkan köfte 10-15 lira aralığındaydı en son gittiğimde. Çay, kek, limonata tarzı şeyler zaten ucuz. Ancak Balkan Köfte için bu fiyat değer diyorum başka bir şey demiyorum.

Adres

Tosbağ Sokak No: 8/A Beyoğlu

9 Mar 2010

Topraktan Pastanesi’nde CheeseCake {Bornova – Izmir}

topraktan pastanesi bornova izmir Şimdi baştan dürüst olayım, şu hayatta, ortadoğu ve balkanlarda, uzak ülkelerin coğrafyalarında, benim en sevdiğim tatlı, lezzetli ve özenli yapılmış cheesecake! Pasta insanı değilim, şerbet insanı hiç değilim, I’m a CheeseCake person!

Bu CheeseCake denilen nane heryerde pahalı pahalı satılır lakin getirirler önünüze onsantim kalınlığında peynirli jöleyi, al ye derler. Dellenirim.

Hayatımda yediğim en güzel CheeseCake’i, Antalya’da bir zamanlar var olmuş olan Cafe de Paris’te yemiştim. Sonra her yeri denedim, Özsüt, Elite, Kahve Dünyası, Starbucks... Yok anam olmuyor hiçbiri aslında düzgün cheesecake yapamıyor..

Sonra Topraktan Pastanesi’yle tanıştım. Beni kötülüğün içerisinden çıkarıp, soyadını bana verip, pembe pancurlu ev açmama yol açtı bu lezzet. Topraktan’ın vişneli cheesecake’i anlatılmaz yaşanır! Bakın dikkat edin vişneli diyorum, mekanda frambuazlı cheesecake de mevcut ancak vişnelisi inanılmaz.

Bir kere alt katmandaki kıtırdayan kahverengi kısım yeterli kalınlıkta ve yenilebilir yumuşaklıkta. Ortadaki peynir katmanı, en fazla bir parmak kalınlığında, ne çok yağlı, ne de az yağlı. Koyun koyun kokmuyor, süt kokmuyor, içinize çekmek isteyeceğiniz kıvamda bir labne birleşimi.

Üst katman (top coat) çekirdeksiz vişne taneleri eşliğinde jöleyle mükemmel bir bitiş yapıyor. Çok, çok lezzetli. Izmir’de CheeseCake’in adresi, Topraktan!

Nerede?

Topraktan Pastanesi butik bir pastane ve bildiğim tek şubesi, Bornova BüyükPark’tan KüçükPark Şok’a inerken solda kalan yerde, okulun çaprazında.

Kaç para?

Cheesecake porsiyon fiyatları 4-5 lira civarındaydı en son. 10 kişilik bütün cheesecake’in bedeli de 40 lira ile 50 lira arasında seyrediyor.

Neyle?

Mekanın çayı daima tazedir, gümüş tabaklı bardaklarda taze demlenmiş çayla bu cheesecake enfes olmaktadır.
Öptüm canlar,
Iraz

1 Mar 2010

Kahve Dünyası’nda “Ispanaklı Kiş”


ıspanakli kiş kahve dünyası


Kahve dünyası, Kabataş’ta açtığı kocaman şubesiyle aklımda kalan, ilk açıldığı zamanlarda bolca çikolata ikram eden Türk kahve mağazaları zinciri.

Kendilerinin kahvelerini methedebileceğim tek yönü ucuz olmaları, bunun dışında, eşim Gravel Bey’den alıntılacağım haliyle, “hepsinin tadı birbirinin aynı ve aslında hepsi 3’ü 1 arada”.

Ancak sevgili okuyucu, bu Kahve Dünyası’nda öyle bir yiyecek var ki evlere şenlik: Ispanakli Kiş! Bu şeyin adı at kişnemesini andırsa da onunla bir alakası yok aslında, annelerimizin geçmişte günlerinde yaptığı, “tuzlu kek” benzeri olan bu şeyi tuzlu bir tart olarak düşünün, tartın içerisinde de bolca ıspanak var.. Üzerinde de belli belirsiz peynir rendecikleri.

ıspanakli kiş kahve dünyası


Mikrodalgada ısıtarak servis ediyorlar ve tadı tuzlu-severler için inanılmaz. Kahve’yle hiç gitmiyor ancak Kahve Dünyası’nda çay yok, bu durumda ne yapıyoruz, menüden taze portakal suyu istiyoruz ve kişnemeyi zevkle yiyoruz.

En son yediğimde fiyatı 4 liraydı.

5 üzerinden 4 veriyorum kendisine.

25 Şub 2010

Has Kahve Evi {Alsancak - Izmir}

Beni bilen herkes, çay tiryakisi olduğumu ve taze çay için neredeyse ruhumu bile satabileceğimi bilir! Alsancak Kordon'da güzel çay içebilecek yer bulmak neredeyse imkansızdır çünkü Kordon'da her mekan neredeyse pub'a dönmüştür ve çoğunda sallama çay haricinde çayın bir türünü bulamazsınız!

Yine benim çay krizimin, beyimin de kahve krizinin tuttuğu bir günde keşfettik Kordon Has Kahve'yi.

has kahve evi alsancak izmir
Binbir çeşit kahve, güzel ve taze tatlılar, her daim tavşan kanı, ince belli bardakta TAZE ÇAY! İşte burası benim mekanım dedim.

has kahve evi alsancak izmir



Fiyatlar Starbucks, Gloria gibi mekanlara kıyasla çok uygun. Kordon manzarası, temiz hava ve taze çay, çayın yanında gelen minik kurabiyecikler de cabası. Biz çok beğendik ve çayımızı artık hep Has Kahve Evi'nde içiyoruz.

Gittik, yedik içtik, beğendik!

GittimYedim.Com, çok yazarlı, sosyal bir yemek girişimidir. Bu sitede gezdiğimizi gördüğümüzü değil, yediğimizi içtiğimizi anlatırız.

copirayt mopirayt: Bir takım şuursuz oburlar