Franchise Mekanlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Franchise Mekanlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Haz 2010

Alin's {Alsancak - İzmir}

Eskiden, yani İzmir’de yaşarken, Kıbrıs Şehitleri’nde hep önünden geçtiğimiz, ama “çok pahalı ya burası” deyip mümkünse girmediğimiz bir restorandı Alin’s. Seneler sonra İstanbul’a taşınıp kazıklanmaya alışan bünyeler haline geldiğimizden olsa gerek, son İzmir seyahatimizde mekanı tekrar ziyaret etmeye karar verdik.

Sevinç Pastanesi’nin sağından Kıbrıs Şehitleri Caddesi’ne girdiğinizde barlar sokağına gelmeden sol tarafta şık bir restoran göreceksiniz. İşte mekanımız burası. Tamamen açılan ön cephesiyle havadar bir ortam yaratsa da, İzmir gibi bir şehirde açık havada az sayıda masayla hizmet vermesi aslında olumsuz olarak düşünülebilir. Neyse ki iç mekan da oldukça geniş ve bu “eksiği” kapatacak nitelikte.

Masaya oturur oturmaz bizi sevimli ve komik Amerikan servisler karşılıyor. Yemek gelene kadar bunları inceleyip hem keyifli vakit geçirebiliyor, hem de zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. Bu arada, hoş bir ayrıntı olarak, oturduğumuz süre boyunca mekanda Blackmore’s Night çalındığını belirtmek isterim.

Bu gidişimizde yemek tercihimizi karışık fırında makarna (7.90 YTL), lazanya (8.25 YTL) ve krep mix’ten (8.50) yana kullandık. Karışık fırında makarna ve krep mix’in tadı oldukça iyiydi, ama şahsen asıl hoşuma giden yemek lazanya oldu. Mönüde bunların haricinde kırmızı etle yapılan yemekler, beyaz etle yapılan yemekler, pizzalar, salatalar ve içinde alkollü içkilerin de olduğu çok sayıda içecek seçeneği var. Özellikle açık kısımda yer bulduysanız aperatifler eşliğinde içeceğinizi yudumlayabilir, Kıbrıs Şehitleri’nin kalabalığını seyre dalabilirsiniz.

Kesilen fişlerde ücretin YTL, USD, Euro ve Pound olarak ayrıca yazıyor olması da yabancılar açısından büyük rahatlık olmuş. Hatta bütün bunların en altında ücreti TL cinsinden (yani altı sıfır atılmadan önceki haliyle) yazmaları yaş olarak büyük olanları ve ücretleri hala milyon olarak telaffuz edenleri de mutlu eder diye düşünüyorum.

Son olarak, aramızda burayı okuyan girişimci arkadaşlar da varsa belirtmek istediğim bir şey var. Alin’s franchise olayına sıcak bakan bir işletme. Zaten İzmir dışında Muğla, Aydın, Marmaris ve Bodrum’da da şubeleri mevcut. Hani parası olanlar bir güzellik yapıp İstanbul’a da bir şube açsalar ne güzel olur. J

Genel olarak Alin’s’in porsiyonları oldukça tatmin edici, fiyatları ise ortalama düzeyde. İzmir’de çok daha uygun fiyata karnınızı doyurabilseniz de ayda bir Alin’s’e uğramanız cebinizde büyük yara açmaz. Mekanın fotoğraflarını görmek ve adres vs bilgilerini almak isteyenler için websitesi: www.alins.com.tr

4 May 2010

BBQ Chicken {Taksim - İstanbul}

Kuş gribi "hastalığı"yla beraber (ya da paranoyasıyla) beynimizdeki gerçek tavuk tadı yavaş yavaş değişmeye başlamıştı. Gerçi, artık tatları kalmadığı için değişecek bir şey de kalmadı ya...

Kuş gribi paranoyasıyla beraber esnaf lokantaları işlerini kaybederken, piyasa "daha güvenli" mottosuyla fast food yapılı tavukçulara kaldı. Onlar da her geçen gün daha tatsız tavuklar yapmaya başladılar kanımca. KFC de bu yapıda piyasaya hakim zaten. Bir dönem Hot Wings'lerini 2-3 günde bir yerdim. Yine bir KFC gecesinin ardından, kalan tavukları ertesi sabah yemeğe çalışırken, üzerindeki harcın resmen plastikleştiğini gördüğümde, çok zorda kalmadıkça yememeğe başladım(bknz. zorda kalmak: açlıktan ölmek, gözün doymadığı zamanlar).

KFC, Türkiye piyasasının ekmeğini yerken ortaya Popeyes çıktı. Beklentisiz bir şekilde, yeni ve iyi bir alternatif bulma umuduyla hemen kendimi Popeyes'in kollarına bıraktım. Sonuç; daha ucuz ve KFC ile hemen hemen aynı tatta (yani tatsız) tavuklar. Tek avantajı koca bir kova tavuğa, KFC'den 10 lira daha az vermeniz...

Başlığı gören ve buraya kadar okuyan birisi şöyle düşünebilir: Adam, iki "çıtır" tavuk zincirini o kadar yerdi, herhalde BBQ Chicken'da onlardan çok daha iyi, alternatif olmak yerine onların yerini alacak bir tat buldu. Evet, ben de aynı düşüncülere sahip olmak için gitmiştim ama maalesef bunu başaramadım.


BBQ Chicken, Güney Kore merkezli bir Franchise ve adındaki BBQ, sanılanın aksine Barbekü anlamında değil Best of the Best Quality Chicken ( Çok Acayip İyi Tavuk!) açılımında.



Gelelim tavuğun faydalarına. Kanat hastası ve gözü doymayan birisi olarak mönüdeki fiyatları gördüğümde biraz hayal kırıklığına uğradım. 4-8 parça tavuklu mönüler 10-15 tl civarında. 30 parçalı mönüler ise 45! tl'ye kadar çıkıyor. Bu şartlar altında, ben, nispeten daha performanslı olan tekli, 8 parça BB Wings aldım (10.75 tl), Spooky ise Golden Strips mönü(o da hemen hemen aynı fiyattı sanırım) aldı. Beklediğimden biraz daha geç gelen bu tatlardan sonra, lafı fazla dolandırmadan şunu söyleyebilirim ki; kanatları KFC'den daha çıtır, tavuğu kaplayan harç biraz daha lezzetli, verdikleri tatlı, ekşi vs. soslar gerçekten kaliteli ama tat olarak rakiplerinden çok çok daha iyi değil. Fiyat/Performansı da diğer rakiplerinden kötü olduğu için çok sık gideceğimi sanmıyorum ama açlığımın tavan yaptığı bir zaman diliminde kendisine bir şans daha kesin veririm. O değil de, artık fast food yapısının dışındaki kanatçılara daha çok yönelme vaktim gelmiş...

BBQ Chicken Internet Sitesi

İstiklal caddesine girin, devamlı sağa bakara yürüyün, Galatasaray Lisesi'ni geçtikten birkaç yüz metre sonra göz göze geleceksiniz.

Afiyet olsun.


2 Nis 2010

Fisho {Forum Bornova - İzmir}

Bir balıkçıya gitmek pahalı bir akşam yemeği için düşünülür(dü) genelde. Öğle yemeğinde balıkçıya gidip uygun fiyata ve çabuk balık yemek Fisho'dan sonra mümkün oldu diyebilirim. En azından bu civarda başka da alternatifi yok gibi. Forum Bornova'dakinden bahsedeceğim. İzmir'i pek bilmeyenler için en basit tarifi vereyim, metroya binin Bornova durağında inin, hastane tarafından çıkın ve etrafta birilerine sorun. Biraz yürümeniz gerekecek veya taksiye binebilirsiniz. Bir de Forum servisleri var sanırım metroya uğrayan.

Gelelim Fisho'ya. Balıktan neler yapıyorlar inanamazsınız! Fisho'yu yazmak için sıraya koymuştum, bir ara fotoğrafını çekerim nasıl olsa diye bekliyordum. Ta ki öğlenleri sürekli gidip geldiğimiz için bizi tanıyan ve tek tek tüm müşterileri ile ilgilenmeyi ihmal etmeyen mekanın işletmecisiyle, yeni satmaya başladıkları Himalaya tuzunu konuşana kadar. Neyse konumuz Himalaya tuzu değil. Bir ara onu da anlatırım ;) Burada orta halli bir Franchise mekandan beklenmeyecek kadar ilgili olduklarını söyleyebilirim. Tuz muhabbetimiz esnasında beklediğimiz için soğuyan çorbalarımızı değiştirdiler mesela. Self servis olmasına rağmen sırada fazla beklemenize müsaade etmiyorlar ve ödemeyi yaptıktan sonra yemeğiniz hala mikrodalgadaysa, siz oturun biz getirelim diyorlar. Yemek sonrası çay ikramı da var. Bir özen, bir ihtimam sormayın. E artık yazmanın zamanı geldi diye düşündüm ve alelacele cep telefonumla birkaç fotoğraf çektim.

Çorba demiştim değil mi, mükemmel bir balık çorbası yapıyorlar, yaz kış içiyoruz; kırlangıç balığından ve tam olması gerektiği gibi. Öğlen vakti taze midye dolması çıkıyor; kocaman, İzmir usulü.


İlk girişte soğuk salatalar/mezeler görüyorsunuz; bunlar arasında marine levrek üzerine tanımıyorum. Enginar ve diğer deniz mahsülü salataları da güzel, ancak bunların fiyatlarında bir dengesizlik var; bir tabağa bir çeşit deniz mahsülü ile birkaç çeşit sebze aldığınızda, neredeyse bir tabak balık yemeğine eşdeğer para ödüyorsunuz. Bu mezeleri küçük tabaklarda ve yarım porsiyon da almak mümkün. Yakın zamanda menü de satmaya başladılar, bir tabak balık yanında küçük salata ve içecekle daha uygun fiyata almak mümkün. Ben genelde yemeğin yanında içecek almıyorum, o yüzden bana hitap etmiyor ayrıca menü yanında verdikleri küçük salata çok sıradan. Yine de salata sosu olarak balsamik ve nar ekşisi de bulundurmaları on numara...

Her zaman her yemeği bulamıyorsunuz, daha çok sevilenleri daha çok yapıyorlar sanki. Levrek, çipura gibi çok favori balıkların dışında akya ve dil balığı şiş, balık kokoreç, balık köftesi, güveçte balık gibi enteresan tatlar var. İşte benim favorim; deniz mahsüllü Paella, (paeya diye okunuyor) yani ispanyol pilavı, aşağıdaki gibi bir şey, önünden geçtiğimde görürsem dayanamıyorum. Bunu biliyorlar galiba (!), eskiden daha az yapıyorlardı şimdi daha sık rastlıyorum. Burada sadece bir kere yediğim bir şeyi beğenmemiştim, o da hamsili pilavdı ve çiğ gibiydi. Bir daha da yapmadılar zaten, nabzı iyi tutuyorlar yani. Eğer okurlarsa buradan bir isteğim olacak, madem deniz mahsüllü pilav yapıyorsunuz deniz mahsüllü makarna da yapın bari!


Genelde yemek üstüne tatlı yiyemem ama bir keresinde ortaya söylemiştik, tahini eritip cevizli bir tatlı yapıyorlar. Balık üstüne iyi giden bir şey.

Benden size tüyo, porsiyonların büyüklüğünü gördünüz, az çorba ve az yemek opsiyonunu kullanırsanız daha da uygun fiyata fena da doymuyorsunuz hani.

Bu arada yeni uygulamaları enteresan, içinde çatal, bıçak, kolonyalı mendil ve tuz ekürisinin bulunduğu servis poşetinin içine ekstradan el temizleme jeli eklemişler. Belki yakında başka yerlerde de görürüz, ben ilk defa burada gördüm.

Sonuç: gidin, alışveriş yapın, acıkın, yiyin!

23 Mar 2010

Dükkan Burger {İstanbul}



Merhabalar;

Bu yazımızda, adını artık pek çok insanın bildiği ve beğendiği bir dükkanı, Dükkan Burger'i ve herkesin övdüğü hamburgerini sizlere tanıştıracağız.


Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, arkadaş yok böyle bir şey. Yani hamburger yeriz diye gittik bambaşka bir şeyle karşılaştık. Bahsedeceğimiz hamburger "dükkan burger" olarak anılmakta ve 200gr köfte, soğan, dana bacon ve peynir ihtiva etmekte.

İki parça halinde servis edilen hamburgerimizi, hamarat aşçı arkadaşlarımız, et tam kıvamındayken ortadan ikiye bölüyor ve iki yüzünü de dağlıyor. Böylece her tarafı mühürlenmiş olan kocaman hamburgerimizden toplamda, belki 2 - 3 damla yağ kağıdımıza ya damlıyor ya damlamıyor. Ekmek de hafif kızartılıp servis edildiği için dışı çıtır ama içi yumuşacık bir his sunuyor. Isırdığınızda ise karamelize soğanlar ve dana bacon ile güçlerini birleştiren yumuşacık köfte can sıkıcı mükemmellikte bir damak tadı sunuyor.


Biraz da yan ürünlere bakarsak, ağız sulandırıcı hamburgerimizle beraber söylediğimizde gelen patatesten de çok memnun kaldık. Tabi bunda el yapımı hardalın payı yadsınamaz. Masadan kalktığınızda damağınızda çok güzel bir et ve hafif bir hardal tadı kalıyor. Mideniz ise sanki 200gr eti yememiş gibi "Daha ver ulan daha veeeeeeeeerrr" diyor.

Klasik restorant sunumlarından farklı olarak ahşap masalarda kağıt üstünde yiyorsunuz. İşletme böyle bir yöntem izleyerek hem rakiplerinden farklı bir hava yaratmış hem de işletme giderlerinden oldukça kıvrak bir manevrayla sıyrılmış.

Sadece Dükkan Burger yediğim için diğer çeşitleri tam olarak bilemeyeceğim, ancak deneyen arkadaşlarım memnun kaldıklarını söylediler.

Dükkan Burger'e Bağdat Caddesi boyunca 2 yerde rastlayabilirsiniz. Ayrıca Bebek, Maslak ve Ataşehir'de mevcut. İstanbul dışında ise sadece İzmir Alaçatı'da şubeleri var.

Geldik en önemli konulardan birine, fiyat. Hamburgerimiz ne kadar midemizi okşuyorsa menü fiyatları da bir o kadar can yakıyor. Tek hamburgerlerin fiyatları 12-20TL arasında değişirken Dükkan Burger'e ismini veren hamburgerimiz 20Tl ile en önde bayrak sallıyor. Sadece hamburger yemek saçma geldiği için yanına illaki 4tl patates ve 4tl'de kola eklenince fiyat 28TL'yi buluyor. Biraz irice bir insansanız, 50Tl ve üzeri hesap ile ayrılmak işten bile değil.

Lezzet konusunda rakiplerine fark atan Dükkan Burger, fiyat konusunda, ne yazık ki, bizce sınıfta kalıyor. Marka konumlaması olarak üst sıralara oynamak istediğinin farkındayız, ancak genç oburlar olarak sürekli yemek istiyoruz, ne yapalım? Totalde 28TL'lik fiyatı görünce çoğu zaman menüsü doyurucu olan komşu dükkanlara gitmekten kendimizi alamıyoruz. Zira tek dükkan burger çoğu zaman kesmiyor =).

Onursuz Kıl Adam'ın eki(Editör tribi):

Dün Atrin'in bu güzel yazısı üzerine hamburger eşik değerimi aştım ve gece http://www.yemeksepeti.com 'a daldım. Oturduğum yere en yakın olan Ataşehir - Dükkan Burger şubesinin menülerine daldığımda da, Şaşkınbakkal şubesinden farklı bir menü ve bir sürprizle karşılaştım; Dev Burger=400g et, 3 cheddar ve tereyağı! Hayvan Burger yazsalar daha doğru olurmuş aslında;


Ayrıca Dükkan Burger yemeksepeti üzerinden beni yine şaşırtarak, 2. olarak alabileceğim diğer bütün burgerlerini yarı fiyatına, yani promosyonlu olarak bana sundu. Ben de bu teklifi geri çeviremedim ve denemek için bir adet de cheeseburger(150g et) istedim. Aşağıda ikisinin boyutlarının karşılaştırmalı görüntüsünü görebilirsiniz:


- Yarım kiloluk manyaklık

Fiyatlar hala burger konsepti için bence uçuk, ama işin içine Dev Burger ve Yemeksepeti promosyonu girince, Dükkan Burger'den bir şeyler yemek için artık iki kere değil bir kere düşüneceğim. Ya da kırk yılda bir yerine ayda bir de uğrayabilirim:)

Firmanın internet sitesi için:

http://www.dukkanburger.com/

1 Mar 2010

Kahve Dünyası’nda “Ispanaklı Kiş”


ıspanakli kiş kahve dünyası


Kahve dünyası, Kabataş’ta açtığı kocaman şubesiyle aklımda kalan, ilk açıldığı zamanlarda bolca çikolata ikram eden Türk kahve mağazaları zinciri.

Kendilerinin kahvelerini methedebileceğim tek yönü ucuz olmaları, bunun dışında, eşim Gravel Bey’den alıntılacağım haliyle, “hepsinin tadı birbirinin aynı ve aslında hepsi 3’ü 1 arada”.

Ancak sevgili okuyucu, bu Kahve Dünyası’nda öyle bir yiyecek var ki evlere şenlik: Ispanakli Kiş! Bu şeyin adı at kişnemesini andırsa da onunla bir alakası yok aslında, annelerimizin geçmişte günlerinde yaptığı, “tuzlu kek” benzeri olan bu şeyi tuzlu bir tart olarak düşünün, tartın içerisinde de bolca ıspanak var.. Üzerinde de belli belirsiz peynir rendecikleri.

ıspanakli kiş kahve dünyası


Mikrodalgada ısıtarak servis ediyorlar ve tadı tuzlu-severler için inanılmaz. Kahve’yle hiç gitmiyor ancak Kahve Dünyası’nda çay yok, bu durumda ne yapıyoruz, menüden taze portakal suyu istiyoruz ve kişnemeyi zevkle yiyoruz.

En son yediğimde fiyatı 4 liraydı.

5 üzerinden 4 veriyorum kendisine.

GittimYedim.Com, çok yazarlı, sosyal bir yemek girişimidir. Bu sitede gezdiğimizi gördüğümüzü değil, yediğimizi içtiğimizi anlatırız.

copirayt mopirayt: Bir takım şuursuz oburlar