Köfteciler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Köfteciler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Oca 2013

Köfteci Yusuf {Susurluk - Balıkesir}


Eskiden, yani ticari uçuşlar bu kadar uygun fiyatlarla yapılamıyorken, “yol üstü lezzet durakları” diyebileceğimiz noktalara sıklıkla uğranır, aynı yoldan geçen insanlara mekanlar tavsiye edilirdi. Otobüs firmalarının kendi konaklama tesislerine girdiğinizde bile hangi yemek iyi, hangi yemek kötü, önceki deneyimlerinizi düşünerek bir karar verebilirdiniz. Arabası olanlar ise daha şanslıydı. Sabaha karşı bulduğu ilk güzel manzaralı yere oturup kahvaltı yapmak ve yola mutlu bir şekilde devam etmek son derece sıradandı.

Sık sık İstanbul – İzmir arası mekik dokuyan bir insan olarak zamandan tasarruf etmek için uzun süredir havayolunu tercih ediyordum. Geçenlerde bir iş için arabayla İstanbul’dan İzmir’e gitmem gerektiğinde aslında yolları ve yol kenarında durup yemek yemeyi ne kadar özlediğimi fark ettim.

“Köfteci Yusuf”, tam bir yol üstü mekanı. Adres isterseniz size söyleyebileceğim tek şey, Balıkesir – Bandırma yolu üzerinde (İstanbul’dan İzmir yönüne giderken) Susurluk’u geçtikten hemen sonra karşınıza çıkacağı. Zaten özellikle açken koca turuncu tabelasını gözden kaçırmanız pek mümkün değil.



Mekanda köfte, sucuk, dana, kuzu ve tavuk ürünlerini porsiyon olarak ya da kiloyla alabilirsiniz. Biz tercihimizi porsiyon köfteden yana kullandık.

                            

                            

Köfteleri gerçekten de çok lezzetli ve servisi inanılmaz derecede hızlı. “Çok açım, bir buçuk porsiyonla anca doyarım” diye düşünme hatasına düşmeyin, çünkü porsiyonlar çok büyük. Ne kadar doymuş olursanız olun köftenin arkasından kaymaklı ekmek kadayıfı yemeyi sakın ihmal etmeyin. Zira kaymaklı ekmek kadayıfının lezzeti, köfteleri gölgede bırakacak kadar iyi. J

                           

Bir adet bir porsiyon, bir adet bir buçuk porsiyon köfte, biber salçası, piyaz ve yarım porsiyon ekmek kadayıfına toplam 24 TL ödediğimiz için mekanın cüzdan dostu olduğunu da söyleyebiliriz. Yolunuz düşerse uğramayı sakın ihmal etmeyin.

12 Eyl 2012

Köfteci Salih {Kemeraltı - İzmir}

Şimdiye kadar gittiğim her köfteci bana ayrı bir tat verdi. Ako'da yöresel ve özel bir tat vardı; Hüseyin'in köfteleri ise bana ev yapımı anne köftesini anımsattı. Recep'teki ise daha duygusal ve özel bir tattı. Salih'e gelince de... Salih'de, sanırım, hepsinden farklı bir tat buldum.

Köfteci Salih, 1970'ten beri Kemeraltı'nın içinde hem tadını korumuş hem de müdavimlerini yaratmış mütevâzi bir köfteci. 

Köftelerinin tadı, ev köftesiyle tükürük köftesi arasında ve lezzeti üst seviyede. Bundaki en önemli etken de etin kalitesi. Daha ilk lokmayı yerken kokusundan ve kıvamından bunu hissedebiliyorsunuz. Tabii Salih'in köftelerindeki kalite sadece etten gelmiyor. Köftenin kıvamı, yoğunluğu, yumuşaklığı, baharatı; hepsi midenizi şenlendirecek kıvamda. 

Köfteler, yanında soğan, domates ve turşu biberle servis ediliyor. Porsiyonu ise, zevkle doymak isteyenler için oldukça tatmin edici. Gittiğinizde 1,5 porsiyon istemek için gaza gelirseniz, bir sakinleşin, etraftaki masaların tabaklarına bakın, ondan sonra karar verin derim:) 

Köfteye eşlik edecek en güzel şey olan piyaz da ağız tadımıza gayet uygundu ve fasulyeleri, dandik piyazlardaki gibi ne çok sert ne de çok yumuşaktı. 

Piyaz ve köfteye ek olarak, günlük ve, sanırım, kendi üretimleri olan mis gibi yoğurtları da menüyü çok güzel tamamlıyor. Mutlaka deneyin derim. Biz Spooky ile dayanamadık ve iki taneyi götürdük. 

Köfteci Salih 70 yıldır aynı yerde, bu saatten sonra da yeri de, tadı da bizce değişmez. İzmir'de yaşıyorsanız ve hâlâ gitmediyseniz, ayıp etmişsiniz; hemen gidin. Yakın zamanda İzmir'e yolu düşecekler de uğramadan dönmesinler;) 

Mekanın yerini Kemeraltı'nın kargaşında bulmak biraz zor olabilir ama kime sorsanız bildiği için ulaşması çok sıkıntı olmayacaktır. Yine de açık adresini de vereyim:

Konak Mah. 879 Sok. Kestane Pazarı No:16/A 
Kemeraltı /Konak, Konak, İzmir


Afiyet olsun.

Onursuz Kıl Adam yedi.

2 Ağu 2012

Sakallı Restaurant - Ali Doksan {Bodrum - Muğla}


Yaz ayları deyince hepimizin aklına yaşanan kavurucu sıcaklar ve şanslı olanlarımız için çeşitli tatil mekanlarına yapılan küçük kaçamaklar geliyor. Yıl içerisinde sadece kısa süre vakit geçirebildiğimiz tatil yerlerinde –bizce- en büyük sorunlardan biri yemek yemek için uygun fiyatlı ve lezzetli mekanlar bulmak. “Her şey dahilci” tatil köylerinden birinde kalmıyorsanız, cebinizdeki para azsa ve zamanınız çevredeki restoranları deneyip en güzelini bulacak kadar çok değilse, büyük fast food zincirleri dışında bir yerlere gitmek istiyorsanız en iyi yol bir bilene sormak. Biz de bu yaz yaptığımız kısa Bodrum gezisi öncesi bunu yaptık ve kendimizi Sakallı Restaurant - Ali Doksan’da bulduk.


Sakallı, Bodrum’un deyim yerindeyse göbeğinde bulunan, Bodrum’a göre uygun fiyatlı ve güzel yemekli bir esnaf lokantası. 1945’ten beri Bodrumluları ve tatil için Bodrum’a gelen özellikle yerli turistleri besliyorlar. Asıl uzmanlıkları şiş köfte olsa da sulu ev yemekleri konusunda da oldukça başarılılar. Tüm esnaf lokantalarında olduğu gibi burada da sulu yemeklerin tümünü bir arada görebileceğiniz bir “vitrin” mevcut. Servis hızlı ve çalışanlar son derece güleryüzlü. Bizim gittiğimiz dönemde menülerinde etli patlıcan (8TL), karışık kızartma (6TL), orman kebabı (10TL), revani (4TL), etli taze fasulye (7,5TL), salçalı köfte (8,5TL), şiş köfte (12TL), fırın tavuk (8TL), pilav (4TL) ve cacık (3TL) vardı. Resimde gördüğünüz şiş köftenin 1,5 porsiyon olduğunu belirtmekte yarar var.



Yolunuz Bodrum’a düşer de Sakallı’yı ziyaret etmek isterseniz Bodrum çarşısı içerisindeki İş Bankası şubesinin karşı sokağına girin. İleride solda, kaldırım üzerindeki masalarda oturan insanları göreceksiniz. Şimdiden afiyet olsun. :) 

17 Haz 2012

'Babamın Köftecisi' Recep Usta {Çengelköy - İstanbul}

Haftanın altı günü çalıştığı için, pazar günleri geldiğinde genelde dinlenmeyi hatta yataktan hiç çıkmamayı tercih ederdi. Günün bütün gazetelerini hatim eder, aldığım mizah dergilerini karıştırıp, ''Gırgır bunlara on basardı'' derken de genelde uyuyakalırdı. O tek pazar günü ise, babamla vakit geçirmek için tek fırsatımdı. Onu yataktan kaldırmak için yapmadığım şaklabanlık kalmıyordu, yataktan düşürmeye bile çalışıyordum ama çabalarım genelde nafileydi. Günün sonunda Alf izleyip, Simoviç'le Mehmet Ali Erbil'in dıbrıçkaları arasında süklüm püklüm yatağa dönüyordum...

Galatasaray maçının pazar gününe denk geldiği bir haftaydı. Bu hafta da yenilirsek, maçı kaybetmemize üzülmemin yanında yine evde oturacağımızı bilmemin tedirginliği de vardı içimde. Galatasaray'ın kazandığı günler tüm dertlerini unuturdu... 

Sabah oynanan maç, radyo cızırtıları arasında bitmişti. Tanju'nun daha Mercedes almadığı yıllar olacak ki, gollerini sıralamış ve maçı kazanmıştık. Evin içinde heyecanla koşturuyordum ama mutluluğumun tek nedeni maçı kazanmamız değil, evden çıkma ihtimalimizin doğmasıydı. ''Maça daldık yemek yemedik yahu; karnım acıktı, dışarı mı çıksak?'' sorusunun ardından annemle göz göze gelmemiz ve benim odama fırlamam bir olmuştu!

Araba olmadığı için toplu taşıma tek alternatifimizdi. E malum, paranın da Türkiye'de pek bize uğramadığı yıllar. Gideceğimiz yer de, babamın çok sevdiğini söylediği, taa Çengelköy'de bir köfteci. Onu da dedem götürürmüş zamanında... Hava sıcak, zaten dar, kalabalık yerlere gelemezdi. Bunun da avantajıyla, o zaman bana limuzin gibi gelen bir taksiye bindik.

Yıllardır yorgunluktan gidemediği Çengelköy değişmiş, anıları silinmiş... Ama tadı silinmemiş olacak ki, kısa bir dolaşmanın ardından, elleriyle koymuş gibi buldu Meşhur Köfteci Recep Usta'yı...

O günden sonra yıllar geçti. Yataktan hiç çıkamayacak duruma gelmeden önce, birlikte yine Recep Usta'ya gidelim istedim, konuşamadım, konuşamadı...

Birkaç senedir hayalim olan motosikletime sahip olduğumda, en büyük heyecanım, tatlarını merak ettiğim her restorana gidebilecek olmamdı. Recep Usta'nın ise tadını merak etmeme gerek yoktu ama anılarım orada olduğu için ilk durağım oldu.





Biraz araştırmayla önce aklımdan çıkan adını hatırladım, sonra da yerini. Pek bir şey değişmemişti Recep Usta'da. Artık torunu devralmış işleri. Lezzet ve koku, anılarımı hatırlatacak aynı. Piyaz hâlâ kıvamında...





Diyet, sağlıklı yaşam vs. burada hikâye. Bir buçuk porsiyon köfteyle doyduktan sonra, bir porsiyon da keyif için yersiniz. Ben babam için yedim...

Recep Usta'da para çok dert değil. Köftenizi yersiniz, şu kadar ver yeter der, sizi üzmez. 

Fırsatınız varken, hatta bu özel günde, babanızla Çengelköy'e gidin ve çarşı içindeki Recep Usta'nın köftelerini tadın.

Tüm babaların ve onları özleyen çocukların babalar günü kutlu olsun.

8 Oca 2011

Köfteci Hüseyin {Beyoğlu - İstanbul}

İş yeri Beyoğlu'nda olunca, öğle yemeğini de mecbur çevredeki mekanlarda yemek gerekiyor. Keşke öğle tatilleri daha uzun olsa da, biraz daha uzaklaşarak daha farklı mekanlarda yemek yiyebilsek... :) Neyse bugünkü mekanımız, Beyoğlu tarihinde yer edinmiş Köfteci Hüseyin.


Köfteci Hüseyin, İstiklal Caddesi'nin girişinde, sağda kalan Akbank Sanat'ın sokağından içeri girip ilk sola döndüğünüzde karşınıza çıkıyor. Mekan babadan oğla düsturu ile işleyen eski bir mekan. Ama benim için, tarihinden vs. çok, buranın asıl esprisi köftelerinin klasik ev köftelerine hatta annemin köftelerine benzemesi. Benziyor diyorum zira anne lezzeti benim için aşılamaz bir seviyede:) Ama en azından benziyor işte; kendimi öğlenleri okuldan eve gelmiş yemeğimi yiyor gibi hissettiriyor...


Hüseyin'in köfteleri hafif yağlı, bol baharatlı, yumuşacık ve her bir tanesinin boyutu oldukça tatmin edici! Lezzeti ise standartların üstünde ama midesi kuvvetli olmayanlara 1 porsiyon üstü ağır gelebilir; dediğim gibi tane boyutları oldukça iyi.

Hüseyin'de sadece köfte yiyebilirsiniz. O yüzden masaya oturduğunuzda size sadece, "Bir mi, bir buçuk mu?" sorusu gelir. Sakın apışıp menü istemeye kalkmayın. Köfte'nin yanında yiyebileceğiniz esktralar, köftenin lezzet eşleri soğan, acılı ezme ve bolca ekmek.



Köfteci Hüseyin'de, Beyoğlu etkisi ile, porsiyon fiyatı 10 TL. Evet fiyatları süper hesaplı değil ama köftelerinin lezzeti ile fiyat/performans oranı dengesini zorluyor!

Afiyet olsun!

Onursuz Kıl Adam yedi.

16 Mar 2010

Ara Cafe {Beyoğlu – Istanbul}

Aslında yolu Taksim’e düşenlerin genelde bildiği bir mekandan bahsedeceğim size bugün, ama şunu bilmekte fayda var: Bu blogda bizim amacımız gittiğimiz her yerin lezzetlerine ilişkin bir mekan-lezzet ansiklopedisi kurmak. Yani hayatında hiç Istanbul’a gitmemiş bir adam veya Izmir’e iş seyahatine gelecek bir meraklı, istiyoruz ki blogumuzu kurcalasın, tatları keşfetsin.

Bilmeyenlere hızlıca anlatayım Ara Cafe’yi.

ara cafe beyoğlu istanbul

Ara Cafe, Galatasaray Lisesi’nin hemen karşı sokağındaki minicik ara sokakta yer alan über entel bir yer. Ara Güler'in atölyesinin alt katında. San’at camiasından bir sürü isimle karşılaşabilirsiniz burada. Etrafta dizilerde oynayan oyuncular, ünsüzler, facebooktan tanışıp ilk randevuya buraya gelenler, tiki tiki saat kaç’ların yanı sıra harbi tiyatrocular oturuyor olabilir. Onlara kafa çevirmiyoruz, kendi dünyalarında yalnız bırakıyoruz. Unutmayın ki biz oburuz. Şanla şöhretle işimiz yok, boş şeyler bunlar. Ben de blog camiasının celebritisiyim ne var yani :P

Tekrar ediyorum, bizim amacımız onları görmek değil, Ara Cafe’de Balkan Köfte ve Hellim Peynirli Salata’yla, naneli limonata eşliğinde karnımızı doyurup, üzerine ince belli cam bardakta çay içip ıslak kek yiyerek toz olmak.

Haftasonları cehennem gibi kalabalık olur, uzun süre sıra bekler, sıra beklediğinizde yemek söylemek için bekler, yemek söylediğinizde gelsin, bittiğinde de hesap istemek için beklersiniz.

ara cafe beyoğlu istanbul


Bu yüzden ne yapıyoruz? Prime-time’da ziyaret etmiyoruz burayı. Yerine, haftaiçi öğleden sonralarında içerisi bomboşken yemek yiyoruz.

Gelelim en önemli soruya ne yiyoruz?

Ara Cafe’de çok seçenek var ama benim açık ara favorilerim:

1) Balkan Köfte

Balkan Köfte denilen lezzet patlıcan közleme, köfte, domates sosu ve yoğurdun muhteşem buluşması. Ard arda 2 tabak yerim zorlasam. Inanılmaz bir lezzet.

ara cafe beyoğlu istanbul(Yukarıdaki Balkan Köfte fotoğrafı temsilidir, Ara Cafe porsiyonları çok daha büyük ve farklı. Ben köfte fotoğrafını da yemişim sanırım, bulamadım.)

2) Manisa Köfte

Benim her zaman yeme imkanım var ama eğer merak ediyorsanız Manisa Köfte’yi deneyebilirsiniz, o da çok güzel ama biz işyerinde her öğlen yediğimiz için bıktık kendisinden.

3) Hellim/Beyaz Peynirli Salata

Şimdi peynir ve salata freak iseniz, kaliteli peynirle yapılmış bir salata yemenin, ortalama bir cafe’de imkansız olduğunu bilirsiniz.

İşte Ara Cafe’nin salatalarında kullanılan peynirler öyle değil. Bayağı şarküteri peyniri.

Salatalarda malzemeden kaçmıyorlar, ceviz, mısır, allah ne verdiyse bolca yer alıyor, inanılmaz doyurucu.

4) Yaz Aylarında Naneli Limonata

Söylenecek pek bir şey yok, nane yaprakları eşliğinde süper bir limonata. Yazın harika bir alternatif.


ara cafe beyoğlu istanbul



5) Islak kek

Islak ev kekinin hastasıysanız bunu da denemenizi tavsiye ediyorum.

Fiyatlar

Ara Cafe’de fiyatlar Beyoğlu adam gibi kafe ortalamasına göre çok normal ancak her gün gidecek kadar da ucuz değil. Balkan köfte 10-15 lira aralığındaydı en son gittiğimde. Çay, kek, limonata tarzı şeyler zaten ucuz. Ancak Balkan Köfte için bu fiyat değer diyorum başka bir şey demiyorum.

Adres

Tosbağ Sokak No: 8/A Beyoğlu

1 Mar 2010

AKO Gıda - Adapazarı Islama Köfte {İstanbul}

Yöresel yemeklerin, genellikle kendi "yöresinde" en iyisinin yenebileceğini düşünürüm. Ama AKO Gıda bu fikrimi biraz etkiledi diyebilirim.

Islama köfte, geç tanıştığıma çok üzüldüğüm bir tat. Daha önce Adapazar'lı arkadaşlarımdan duymama rağmen, gidip yerinde yeme isteğimden dolayı bir türlü ıslama köfteyle tanışma şansı bulamamıştım. Ama Kadıköy'deki AKO Gıda bu özlemimi giderdi diyebilirim.

Adapazarı ıslama köfte gerçekten aşmış bir tat. AKO Gıda ise bu tadı gerçekten çok iyi sunuyor. Diyebilirsiniz ki, daha önce yemediğin bir şeyi nasıl kıyaslıyorsun? Aynı soru benim de kafama takıldığı için, bizzat Adapazar'lı arkadaşlara test ettirdim. Onlar da, Adapazarın'daki tada çok yakın olduğunu söyleyerek beni onayladılar.

Peki nedir bu ıslama köftenin olayı derseniz, ekmek diyebilirim. Evet, özel olarak hazırlanan ekmekleri, köftelerin yanında yedikçe yiyesiniz geliyor." Yahu, köfte dururken neden o kadar ekmek yiyeyim" diyenler, bir kere tattıklarında ne demek istediğimi anlayacaklardır...




Dediğim gibi, mekanın olayı köfte. Porsiyonu kıvamında, ama 1.5 porsiyon tam anlamıyla doyuruyor. Benim gibi gözü doymayanlara ise 2 porsiyon yemelerini tavsiye ederim. Hatta fazladan ekmek isteyerek, inanılmaz ekmeklerin de tadını iyice çıkartabilirsiniz.


Mekan ise gayet güzel ve merkezi. Duvarlarında daha önce mekana gelen ünlülerin fotoğrafları asılı. Masalarda ise, daha önce orada yemek yiyen kişilerin yazdığı notlar bulunmakta. Yemek yerken, yazılan geyik yazıları okumak eğlenceli olabiliyor.

Tanıştıktan sonra neredeyse haftada bir gittiğim ve yemek için can attığım AKO gıda ve Adapazarı Islama Köfte ile ilgili bilgileri, kendi internet adresleri http://www.adapazariislamakofte.com/ 'dan alabilirsiniz.
GittimYedim.Com, çok yazarlı, sosyal bir yemek girişimidir. Bu sitede gezdiğimizi gördüğümüzü değil, yediğimizi içtiğimizi anlatırız.

copirayt mopirayt: Bir takım şuursuz oburlar