
Tiramisuyu yaparken elimin ayarı olmadığından, önden hazırlanmış şerbeti biraz fazla boca ettim ve tiramisum şeker olarak biraz keskin bir tada sahip oldu. Ama kreması gayet güzel olduğu için bu durumu toparladı ve üzerinde fazla düşünmeden bir kase tiramusuyu götürdüm.
(Üstteki fotoğraftaki tek sakallı benim:)
Yapıma tersten başladık ama tiramisuları önden yapıp soğutmamız gerekiyordu, ben de bu yapım sırasına göre tatları sıralamaya devam edeceğim.
Tiramisudan sonra meşhur Minestrone çorbasına giriştik. Temelde bir sebze çorbası ama malzemelerin tencereye koyulma sırasına ve miktarlarına dikkat edilmezse tuzlu suya sebze atıp kaynatmaktan farkı kalmaz. Bu yüzden Gencer Usta’nın tam desteğiyle koca bir kazan Minestrone çorbası yaptık ve kendimi tutmasam sanırım 2-3 kase daha içerdim. Ama tadında bırakıp bir kaseyle tamamladım :) İçinde kabak, fasulye, havuç ve erişte bulunan ve evde rahatlıkla yapılabilecek bu çorba cidden çok güzel gidiyor.
Ardından da ana yemek olan Tagliatelle Carbonara’ya başladık. Adından korkanları ''dana fümeli, kremalı makarna aslında'' diyerek rahatlatayım. Evet, temelde makarna ama Gencer Usta’nın Marriott’ta yaptığı el yapımı makarnalar eşliğinde bir makarna ve dana fümeyle hazırlanan sosuyla gerçekten muhteşem oldu. Belki biraz daha vakit olsa ve çok az daha pişirsek makarnanın sertliği de daha da muhteşem olacaktı.
Biraz hızlı olsa da Marriott’un mutfağında İtalyan lezzetleriyle çok güzel bir 3 saat geçirdik ve yeme listemize kendi yaptığımız güzel lezzetleri ekledik. Workshop için Marriott Otel’e ve Şef Gencer Üzümlü’ye teşekkür ediyoruz.
Afiyet oldu!
1 yorum:
Tanrım tiramisu, dayanamadığım tek lezzet!
Yorum Gönder